Etiket Arşivi D. ile - Page 2

İshak Paşa Sarayı ve Bir Yanılsama

Türkiye’yi tanıtan posterler ya da Türkiye ile ilgili fotoğraflarda sıkça rastlanan bir görüntü vardır. Uçsuz bucaksız bir ovanın ortasında arkasındaki dağa yaslanmış bir saray; İshak Paşa Sarayı, bir uç kale görüntüsünde, yalnızlığı, unutulmuşluğu çağrıştıran bir görüntü.

Karanlığa gömülü kayaların arasındaki bir yarıktan ve düzensiz basmakların ardında, hesaplanması güç bir mesafede, Giovanni hala batan güneşin kızıllığına bürünmüş ve adeta bir masaldan çıkmış gibi duran çıplak bir düzlük ve bu düzlüğün kıyısında özel sarımsı bir renkte düzgün, geometrik bir çizgi gördü: Bu kalenin profiliydi.

Tatar Çölü, Dino Buzzati, İletişim Yayınları

Bu görüntü ve oluşturduğu düşünce size eşlik eder, belleğinize iyice yerleşir ve gerçeğinden uzaklaşırsınız, gidip kaleyi (sarayı) yerinde görünceye kadar. Gerçek fotoğraftan çok farklıdır, büyük bir kentin (40.000 nüfuslu) ortasında, büyük bir kalenin içinde hükümran bir saray. Belki uç kaledir ama öyle yalnızlık duygusu uyandıracak bir garibanlığı yoktur, bu belleğinizde oluşan bir yanılsamadır ki, çekilen fotoğraflarda da sürer gider, bknz.

İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı’nın yakınında, Doğubeyazıt’ın 5 kilometre uzağında eski Doğubeyazıt yanında sarp kayalar üzerine kurulmuş, kartal yuvasını andıran 116 odalı bu saray aslında türbesi, camii, surları, iç ve dış avluları, divan ve harem salonları, koğuşları ile bir bey kalesidir.

50 x 115 metre alanı kapsayan sarayın Harem Dairesi iki katlı, diğer bölümleri tek katlı idi. Günümüzde ikinci kat tamamen yıkılmış durumdadır. Saraya ancak doğudaki tepeden açılan bir kapıdan girilir. Diğer tarafları 20-30 metre yükseklikte sağlam duvarlarla çevrilidir. Kapıdan, önce dış avluya girilir. Dış avlunun etrafında uşak ve seyis odaları ve tavlalar vardır. Dış avludan iç avluya kemerli tak şeklinde büyük bir kapıdan girilir. İç avluda çeşitli odalar ve koğuşlar vardır. Ortadaki harem dairesinin duvarlarında İshak Paşa’yı öven yazılar bulunmaktadır. Kapının iki yanında iki aslan heykeli vardır. Divan odası (toplantı salonu) ise 20 metre genişlik ve 30 metre uzunluktadır.

Ruslar, Doğubeyazıt’ı işgal ettiklerinde, burasını karargah olarak kullanmış ve saraya ait kıymetli eşyaları yanlarında götürmüşlerdir. Bugün, sarayın 13 x 6,5 metre ebadındaki som altından yapılan kapısı St.Petersburg sehrinin Eremitage müzesinde bulunmaktadir.

Aynı zamanda, dünyanın ilk kalorifer tesisatı döşenen sarayıdır.

Eskiden sarayın olduğu yer, sarayın tam ortada bulunduğu bir yerleşim merkeziydi. Ova tarafında evler, diğer yanlarda camiler, mezarlık ve diğer yapılar vardı. Fakat bu yapıların hepsi yıkılmıştır. Saray son yıllarda yapılan tamirat ile tamamen yıkılmaktan kurtarılmıştır.

Vikipedi, İshak Paşa Sarayı
Wikipedia, Ishak Pasha Palace

İshak Paşa Sarayı Doğubayazıt Ağrı Dağı

Ani, Kars

Ani (Ermenice: Անի, Latince: Abnicum), Kars’ın Merkez ilçesinde, il merkezine 48 km. uzaklıkta, Arpaçay Nehri boyunda bulunan ören yeri. 961-1045 yılları arasında Bagrat hanedanından Ermeni hükümdarlarının başkenti olmuştur. 11. ila 12. yüzyıla ait bazı İslam mimarisi eserlerini de barındırır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Ani
http://en.wikipedia.org/wiki/Ani

1900 yıllarında ani ören yeri fotoğrafları

Büyüleyici Geçitler, Çamlıbel Geçidi, Şavşat-Ardahan Yolu

Şavşat-Ardhahan yolu, gezi planlarında, zamanlamaya dikkat edilerek yer alması gereken büyüleyici bir geçiş. Bir süredir Karadeniz yollarında iseniz bu geçiş sadece bir yol geçişinden öte bir şeydir. Doğa, sizi yavaşca doğu coğrafyasına hazırlar. Sık ormanlar ve sis yüzünden dar olan panaromanız genişler, ama ormanlar ve yeşil geçişleri hala sizinledir. Geniş ormanlık alanlar yer yer geniş çayırlıklar ile “kaç yeşil var” sorusu hala gündemdedir.
Dingin bir doğa sizi büyüler ve buranın her daim öyle olduğunu düşünürsünüz, hatta yerlilere bu hayranlığınızı belirttiğinizde “biz bıkmışız bunlar hayran oluyor” tepkisi ile karşılaşır ve kış aylarında çocukluğunuzdan bu yana Şavşatı bilmenizin gerçekliğini anımsarsınız, buranın bir de kışı vardır. Ah bir de kışın gelebilsek…

Yavuzköy’den aheste bir sürüş ile yarım saat sonra Çamlıbel geçidine varırsınız rakım tabelası 2640m. göstermektedir. Bu noktayı geçtikten sonra 2000 m altındaki geçişleri not etmeme kararı alırsınız.

Ne kadar çayırlıklara alıştıysanız da bu geçitden sonrasına hazırlıklı olmak gerek, birden ormanlar biter ve göz alabildiğine düzlükler, çayırlar başlar. Birden her şey değişmiştir, coğrafya göz alabildiğine çayırlıklara dönüşürken, evler de taş, düz damlı ve birbirine sırt vermiş hale dönüşür. Geçidin Karadeniz tarafındaki tek başına dimdik duran evlerin yerini birbirine sokulmuş, doğa karşısında çekimser evler almıştır.
Bir diğer farklılık ise durduğunuz anda etrafınızı sarıveren çocuklar. Büyük bir heyecanla koşarak yanınıza gelirler ve “Hello” diye bağrışırlar, yolda duran ve fotoğraf çekenler yalnızca yabancılar mıdır? Türkçe konuştuğunuzda şaşırtırsınız, inanmak istemezler, Türkçeyi öğrenmiş yabanclar olarak davranmak işlerine gelir ve şeker isterler. İsteklerini karşılayamayacağınızı söylediğinizde aldığınız tepki “ne biçim turistsiniz öyleyse” olacaktır. Belki haklılar ama turistlerin şeker dağıtması da bir başka ilginçlik olsa gerek…

Aheste sürüşe mutlaka devam edilmeli, yaklaşık yarım saat sonra Ardahan’dasınız. Bizim Ardahan’dan geçişimiz sırasında bal festivali varmış, şehrin çıkışındaki ormanlık alanda karşılaştığımız büyük kalabalık iki gün kamp şeklinde süren festivalin dağılıyor olmasındanmış. Eğlenceler akşam şehirde devam edecekmiş. Nasıl bir şenlik vardı göremedik maalesef. Planımızı Kars’a ulaşmak olarak yapmıştık ne yazık ki…

Yavuzköy Çamlıbel geçiti Ardahan Yolu

Şavşat-Ardahan geçişi fotoğrafları için tıklayınız…

Şavşat hakkında bilgi için vikipedi bağlantısı

Ardhana hakkında bilgi için vikipedi bağlantısı

Zigana Geçişi & Sümela Manastırı

Zigana Geçidi, 2032m

Sümela Manastırı / Panagia Sumela

Meryemana Manastırı, Kayadibi, Şebinkarahisar

Sinop’a geliş, Sinop ve Sinop’tan gidiş…

Gelmek, görmek ve gitmek… Toplam gezi keyfi için, Sinop’a Amasra’dan dinlenmiş, huzur içinde bütün gün yol gidecek şekilde çıkın ya da Kurucaşile, Cide, Doğanyurt, İnebolu, Abana’da konaklayabileceğinizi planlayarak yola düşün, Sinop’un keyfini çıkarın ve Temmuz-Ağustos aylarında iseniz Saraydüzünden ikindi saatlerinde geçebilecek şekilde yol alın, biz Alacahöyük’e doğru gittik, siz Saraydüzü ve Kızılırmak boyundan sonra bir yol bulursunuz nasıl olsa…

Çok şükür Amasra’dan Sinop’a kadar olan kısım Karadeniz otoyolu kapsamında değilmiş, ama sanmayın ki bu böyle kalır hiç sanmam, elinizi çabuk tutun. Yeşilin ortasında kıvrımlı bir karaltı üzerinde, hiç bir yere yetişmeyecekmiş kararlılığında, lacivert & yeşil sürekliliğinde bir yolculuk…
Bknz…

Kentleri telaşe merkezleri olarak düşündüğümüzde, kurtarılmış bölgelerden biri de, sanırım Sinop. Ama buraya da bazı iyilikler düşünülüyor. Düşünülen bu iyiliğe, sinopbizim.org “Turistik Sinop Radyoaktif Sinop’a karşı” kampanya düzenlemiş. Daha önceleri Sinop için düşünülen iyilik Cezaevi imiş, bu sayede Sinop bir çok ünlüyü ağırlamış;
Kırım Hanı Devlet Giray, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran,Ruhi Su, Burhan Felek, Zekeriya Sertel ve Nazım Hikmet…

Sabahhatin Ali burada geçen zamanını “Aldırma Gönül” ile anlatmış;


Dışarıda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma

Hamsoros ya da yerel deyişle Hamsilos koyunda bütün bunları unutun ya da bir daha düşünün…

Sinop fotoğrafları için tıklayınız…

Boyabat -> Saraydüzü -> Kargı -> Osmancık üzerinden Çorum’a ya da Alacahöyük’e doğru giderken Kızılırmak size eşlik edecektir, ama eğer buranın suyuna da birleri göz dikti ise bu manzaraları görmek için belki çok zamanımız yok..
Bknz..

Doğanyurt Eski Sinop Cezaevi Kızılırmak Boyu

Sinop için çeşitli bağlantılar;

vikipedi
Turistik Sinop Radyoaktif Sinop’a karşı
Sinop Cezaevi (Müzesi), vikipedi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara


http://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr

Midas Anıtı

Hızlı şehirlerarası yoldan sapıp, yolunuzu uzatmak, hoş süprizlere neden olabilir. Afyon-Ankara arasında güzergahınızı Afyon – Seyitgazi (Kümbet, Çifteler) -Sivrihisar – Ankara olarak belirlerseniz, Frig vadisinden geçiş yapabilirsiniz. Oldukça sakin ve güzel bir doğanın yanısıra adım başı Friglerin izlerini görebilirsiniz. Yazılıkaya Midas anıtı da (M.Ö 550) oldukça ilgi çekici bir ören yeri.

Midas Anıtı  Frig vadisinde gün batımı

Frig Vadisinde günbatımı fotoğrafları …

Ayışığında opera

İtalya, Fransa, Dalmaçya ve Afrika’da amfitiyatrolar, Mısır ve Yunanistan’da tapınaklar, Girit’te saraylar görmüş olabilirsiniz. Antik çağdan günümüze gelen kalıntılara belki doydunuz veya belki onlardan hiç hoşlanmadınız. Ama Aspendos’taki tiyatroyu görmediniz henüz.

Eskiçağda Güney Kıyılar, George E. Bean, Arion Yayınevi, Mayıs 1997

1909 yılında D. G. Hogarth böyle yazmış.

Bir de ayışığında opera dinlemeyi hayal edin…

14. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali’nin kapanış gösterisi Mersin Develet Opera ve Balesinin sergilediği, G. Verdi’nin La Traviata Operası idi.

La Traviata Operası fotoğrafları için tıklayınız…
Aspendos Tiyatro fotoğrafları için tıklayınız ..

Aspendos La Traviata La Traviata

Aspendos için vikipedi bağlantısı
Giuseppe Verdi (1813 – 1901) ve La Traviata Üzerine
La Traviata’nın konusu

Uzakta, Dağların Tepesinde bir Kent ve Köprülü Kanyon

Heyecanlı bir gezgin için, Selge kendine özgü büyüsüyle çekici görüntüler sunar. Uzakta, Termessos’tan uzakta, dağların tepesindedir; çok az kişi uğrar buraya.

Böylesi gözlerden ırak bir yerde büyük bir kentin geniş bir alana yayılmış kalıntıları ile karşılaşmak ayrı bir tat verir insan, ama köylüleri tanımak da en az o kadar keyiflidir.

Eskiçağda Güney Kıyılar, George E. Bean, Mayıs 1997, Arion Yayınevi

1960 lı yıllarda yazılan bu izlenimler hala geçerlidir, 1992 (Kasımlar), 2001 (Kesme), 2006 (Beşkonak), 2007 (Altınkaya) yıllarında Köprülü Kanyon ana hedef olmak üzere yapılan gezilerin tümünde bu önermenin “ama köylüleri tanımak da en az o kadar keyiflidir” kısmı doğrulanmıştır.

En son gezinin (2007 Altınkaya, Selge) inanılmazları;

  • Fatma Hanım ve ailesi,
  • Sabah uyanınca pencereden görülen tiyatro,
  • Alaca karanlıkta köye çıkan yol,
  • Doğa,
  • Selge

Köprülü Kanyon’da ise raftingin çok ötesine gerilere de, yükseklere de bakmak çok keyifli.

Selge fotoğrafları, bknz.
Köprülü Kanyon fotoğrafları, bknz.

Selge Altınkaya Köprülü Kanyon

Bağlantılar;
Selge Doğa Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği